Elektro gitarlar ve blues müzik tarihi birbirleriyle sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Blues müziği, kökenleri Afrika’da olan bir müzik türüdür ve genellikle insanların acılarını, sevinçlerini, aşklarını ve kayıplarını anlatan şarkı sözlerine dayanır. Bu müzik türü, 19. yüzyılda Amerika’da Afroamerikanlar arasında yaygınlaşmıştır.
Blues müziğinin ortaya çıkışı, akustik gitarların kullanıldığı bir döneme denk gelir. Ancak 1920’lerin başlarında elektro gitarların ortaya çıkmasıyla birlikte blues müziği de değişime uğramıştır. Elektro gitarların çıkışı, blues müziğinin daha yüksek sesle çalınabilmesine, daha agresif bir ton almasına ve daha fazla duygu ifade edebilmesine olanak tanımıştır.
Elektro gitarın icadından sonra, elektrikli blues müziği popüler hale geldi ve birçok müzisyen bu yeni teknolojiyi benimsedi. B.B. King, Albert King, Freddie King, T-Bone Walker ve Muddy Waters gibi müzisyenler, elektro gitarların kullanımını öncülük ettiler ve bu enstrümanın gücünü ve tonunu keşfettiler.
Ayrıca, elektro gitarlar sayesinde blues müziği rock and roll’a evrildi ve 1950’lerin ortalarından itibaren rock müzik sahnesinin temelini oluşturdu. Chuck Berry, Little Richard ve Elvis Presley gibi rock and roll müzisyenleri, blues müziğinin ritimlerini, tonlarını ve tekniklerini kullanarak kendi tarzlarını geliştirdiler.
Sonuç olarak, elektro gitarların ortaya çıkışı ve gelişimi, blues müziğinin evrimine büyük bir katkı sağladı ve blues müziğinin rock and roll’a dönüşmesine olanak tanıdı. Bugün hala birçok blues ve rock müzisyeni, elektro gitarların gücünü ve tonunu kullanarak müziklerinde duygu ve enerji yaratmaya devam etmektedir.
İlk Elektrikli Gitar
İlk elektrikli gitar, 1931 yılında Paul H. Tutmarc tarafından icat edilmiştir. Tutmarc, Seattle’da müzik aletleri üreten bir firma sahibiydi ve kendisi de bir müzisyendi. Elektrikli bas gitarı olarak bilinen “Audiovox Model 736 Bass Fiddle”ı tasarlamıştı.
Model 736, manyetik bir pikap kullanarak tellerin titreşimlerini elektrik sinyallerine dönüştürüyordu. Bu sayede, tellerden üretilen ses daha yüksek bir ses seviyesine sahip oluyor ve amfilerle birlikte kullanıldığında daha güçlü bir ses sağlanıyordu.
Audiovox Model 736, başlangıçta sadece kayıt stüdyolarında kullanılmak üzere tasarlanmıştı ancak kısa süre sonra müzisyenler tarafından canlı performanslarda da kullanılmaya başlandı. Elektrikli bas gitarının popüler hale gelmesiyle birlikte, diğer enstrümanlar da elektrikli hale getirildi ve rock and roll müziğin doğuşuna zemin hazırladı.
Günümüzde, elektrikli gitarlar müziğin en önemli enstrümanlarından biri olarak kabul edilir ve rock, blues, caz ve pop gibi birçok müzik türünde kullanılmaktadır.
Eddie Durham
Eddie Durham (19 Ağustos 1906 – 6 Mart 1987), Amerikalı bir caz gitaristi, trombonisti, besteci ve düzenleyiciydi. Özellikle Benny Goodman ve Jimmie Lunceford’un büyük orkestraları için düzenlemeleriyle tanınır.
Durham, San Marcos, Teksas’ta doğdu ve San Antonio’da büyüdü. Gençliğinde gitar ve trombon çalmaya başladı ve profesyonel kariyerine Güneybatı’daki çeşitli gruplarla çalarak başladı. 1920’lerde ve 1930’larda Walter Page, Count Basie ve Jimmie Lunceford gibi birçok ünlü caz müzisyeniyle çaldı.
Durham, elektrikli gitarı icat etmekle veya en azından ilk manyetik pikaplı elektrikli gitarı icat etmekle suçlanır. İlk prototipi 1936’da akustik gitarına bir manyetik pikap takarak yarattı. Elektrikli gitar, popüler müziği devrimleştirdi ve rock and roll’un bir parçası haline geldi.
Elektrikli gitarın geliştirilmesine yaptığı katkıların yanı sıra, Durham üretken bir düzenleyici ve besteciydi. “Topsy” gibi birçok popüler şarkı yazdı ve bu şarkı hit oldu.
Solid Body Gitar
Solid body gitar, birçok müzik türünde kullanılan en popüler gitar tiplerinden biridir. Solid body gitarların özelliği, ahşap gövdenin altına yerleştirilmiş manyetik bobinler ile titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek amplifikatörler aracılığıyla yüksek sesle çalınabilmesidir.
İlk solid body gitar, Les Paul tarafından 1940’larda tasarlanmıştır. Paul, elektrikli gitarların daha az geri bildirim alması ve daha az çınlama yapması için ahşap gövdeli bir gitar tasarlamıştı. Bu, manyetik bobinlerin titreşimleri daha iyi yakalayabilmesini sağladı ve daha güçlü bir ton elde edilmesine imkan tanıdı.
Les Paul, 1952 yılında Gibson firması ile işbirliği yaparak ilk Gibson Les Paul modelini üretti. Bu model, solid body gitarların popüler hale gelmesine büyük katkı sağladı. 1950’lerin sonunda, Fender Stratocaster ve Telecaster modelleri de piyasaya sürüldü ve solid body gitarların popülerliği artarak devam etti.
Bugün, solid body gitarlar rock, blues, metal ve pop müziğin temel enstrümanlarından biri olarak kabul edilir. Bu gitarlar, müzisyenlere çeşitli ton seçenekleri ve efektlerle oynamak için birçok farklı seçenek sunar.
Blues ve Distortion Arasındaki Bağlantı
Blues müzik ve distortion sesi arasında önemli bir ilişki vardır. Distortion, gitarın amplifikatöründe yaratılan bir sestir ve aslında bir hata olarak başladı. Gitaristler, amplifikatörlerini yüksek hacimde kullanarak, sinyalin çıkışını aşırı yüklüyor ve böylece sinyal bozuluyordu. Bu, gitarın tonunda bir “kirli” veya “bozuk” ses yaratıyordu.
Blues müzikte, bu “bozuk” veya “kirli” ses, gitarın temel tonunu oluşturur. Birçok blues gitaristi, amplifikatörleri üzerinde çeşitli ayarlamalar yaparak, distortion ve overdrive seslerini kontrol altında tutmaya çalışır. Bu ayarlamalar, gitarın sesindeki ayrıntıları vurgulamak ve blues müziğin karakteristik tonunu yaratmak için kullanılır.
Ayrıca, distortion ve overdrive sesleri, blues gitaristlerinin hislerini ve duygularını ifade etmek için de kullanılır. Bu sesler, gitarın tellerindeki titreşimleri vurgulayarak, müziğin daha derin ve duygusal bir şekilde yorumlanmasına olanak tanır.
Sonuç olarak, distortion sesi blues müziğin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir ve birçok blues gitaristi, bu sesi yaratmak ve kontrol altında tutmak için amplifikatörleri üzerinde çalışır. Bu ses, blues müziğin karakteristik tonunu yaratır ve gitaristlere, müziklerinde duygusal bir derinlik katma imkanı sunar.
Elektrikli Gitarda Feedback
Elektrikli gitarlarda feedback, amplifikatörün yüksek ses seviyesinde çalıştırılması sonucu oluşan geri bildirimdir. Bu geri bildirim, gitarın manyetik bobinlerinden gelen titreşimlerin amplifikatöre geri dönmesiyle oluşur.
Feedback genellikle yüksek hacimli rock müzikte ve özellikle de distortion veya overdrive efektleri kullanıldığında meydana gelir. Bu efektler, amplifikatörün sinyali aşırı yükleme yoluyla bozarak gitarın sesine bir tür “kirli” veya “bozuk” ton kazandırır. Ancak bu aşırı yükleme, amplifikatörün manyetik alanında titreşen gitarın manyetik bobinleri tarafından algılanır ve amplifikatöre yeniden gider. Bu döngü sürdükçe, feedback etkisi daha da artar ve gitarın sesi kontrolsüz bir şekilde yükselir.
Birçok gitarist, feedback sesini kontrol altında tutarak ve istenmeyen sesleri minimize ederek bu etkiden yararlanmaya çalışır. Bu, gitarın pozisyonunu veya amplifikatör ayarlarını değiştirmeyi, sesi kontrol eden efektlerin kullanımını ve amplifikatörün hoparlörlerinin pozisyonunu ayarlamayı içerebilir.
Feedback, bazı müzisyenler tarafından istenmeyen bir etki olarak görülse de, bazıları için yaratıcılık için bir araçtır. Özellikle alternatif ve deneysel müzik tarzlarında, feedback sesi müzikal bir ifade biçimi olarak kullanılır ve özellikle gitaristlerin yaratıcılığını ve özgünlüğünü artırır.